allah günah yazmasin ama bana biraz halil ibrahim sofrasi konseptinden arak gibi gelmektedir bu teori.. 2000 senelik halil ibrahim sofrasi efsanesi, her gelenin buyur edildigi, ortasinda kapagi kapali, boş mu dolu mu kimsenin bilmedigi bir tencereli bir sofradir bilindigi gibi.. adam almis bu efsaneyi biraz kuantum fizigi teorilerini oturtmus, tabi "simdi tencere var, onun kapagini acarsak yemek bozuluyor, bereketi kaciyor, ama kapagini açmassak da doyamiyoruz, peki biz doyabilecek miyiz doyamayacak miyiz?" diye de soramamis, kurmuş bir kediyi koymus kutunun içerisine..
aslen bizim halil ibrahim sofrasindaki tencere de içinde kedi bulunan tencereden farkli degildir özet olarak.. (daha komik, daha eglenceli, "bakin degerlerimize sahip cikmiyoruz ama elin oglu geliyor bizim degerlerimizi cevirip kendi bulmusmus gibi gosteriyor" temali, "batinin ilimini degil ahlakini alalim" temali bir yazi yazacaktim ama olmadi beceremedim...)
insanoglu haddini bilir
atomlarla oynamaz iken
elalemin karadeligine
yan gözle bakmaz iken
bir kedi bulunmuş ki
schrodinger adina
kedi ortada bir kutunun içinde
ölü mü diri mi bilen yok
buyurun dostlar buyurun
schrodinger in kedisine
daha görelilik, belirsizlik
icat edilmemisken
feynman in parcaladigi atom
hirosimaya düşmemişken
bir kavga baslamis ki
kuantum fizigi ugruna
kapagi ac ölü mü diri mi gör
kediyi soran hiç yok
buyurun dostlar buyurun
schrodinger'in kedisine..
kendimden nefret ediyorum şu an..