yillar sonra, ilk defa dün ailecek misafirliğe gittim dostlarim.. özledigim bir tatmis bunu acikca soyliim.. ama sunu farkettim ki misafirligi gidildiginde su muhabbet kuslarini disari salmak gibi bir adet var ve bu adet feci bir gerilime neden oluor iki aile arasinda.. yemin billah..
lafımı balla bölüyorum ama, şimdi foto koyarken farkettim. bu muhabbet kuşları sanırım yaşayan tüm canlılar arasında en az fotojenik olanları. şunlara bak allaşkina. sanki siktiriboktan muhabbet kuşları değil de, hepsi "ballı kuş yemleri" kutusunun üstünde fotoğrafları basılı olan model muhabbet kuşları.. hah triplerini yediğimin hayvanlari. özellikle sağ alttakinin duruşa bakin. "emekli topçu albay salih bayırakoşan" diye kendini taktim etse yeridir.. tiplerini siktiklerimin..
her neyse; oysa kücükken hatirlarim bu gerilime sebep olan bas cocuklardan biriydim ben.. simdi bununla gurur duymuorum ama o zamanlar ayri bir zevkli oluordu itiraf etmeliyim..
10-11 yaslarim civarindaydim.. sünneti yeni olmus, sünnetten sonra civar amcalarin "kamisa su yurudu mu eki eki" muhabbetleri arasinda "sünnettensonracokserpildibu teyzegilleri" arasinda cilgin esiordum.. teror en yüksek zamanindaydi ve mahalledeki piç tavrimdan dolayi "terorist uur" lakabi ile aniliyor, dosta güven düsmana korku saliyordum..
tam en hizli zamanimda eve gelen misafirler icin, özellikle misafir cocuklari icin, kendi sahamda tek basina bir "sahasinda yenilmeyen real madrid" performansi gosteriyor, trt ikinin sikindirik belgesellerinden ögrendigim "korkunun üzerine gitmelisiniz" temali hadiselerimi uygulamaya, esrafin cocuklarinda koyuordum..
işte bu "korkunun üstüne gidelim heyyyoo" sevimliligi en sahane olarak muhabbet kusundan korkan cocuklarda oluyordu a dostlar.. odaya girer girmez o muhabbet kusundan korkan cocuk kendini belli ediordu zaten.. direk basliordum ben zirlamaya "babaaaaa maviş i cikartalim mi oynayalim muratla arkadasimla biraz" (ki murat arkadasim dediim adama babasi etrafta diilken "murat koyayim da sikimde tur at" diyen biriydim) tabii ki muratin annesinden "ya uurcum murat korkuor oyle seylerden" diye bir serzenis duydugumda "olur mu makbule teyze kustan korkulur mu, su uslu kustan korkulur mu? hem korkunun üzerine gitmeli" diip elimi direk kafesin icine sokup, mavis i elimle kavrayip muratnin gozune dogru sokardim "bak murat arkadasim sana zarari var mi su kadar hayvanin" demem genelde makbule teyzenin "uurcum yapma korkuor işte" demesi ile kesilir kancik murat da hemen aglayiverirdi.. hayir el kadar kus nesinden korkuorsan artik..
o gece de babamdan "misafirlerin yaninda uslu dur bari itoglu it" temali dayagi yerdim..