Çarşamba, Ocak 14, 2009
Ghost Town
Sabahin 6 sinda kalktım bugün. haftada 1-2 falan boyle oluyor anasini satiim.. saat 6 gibi uyaniveriyorum.. onceki hayatimda ciftci falan olsam gerek
"ne oyalaniveriyonuz hele? saat 6 bucuk oluvermis bakem. hade hade tutun kirivecez daa" falan diyesim geliyor eşi dostu uyandirip.. iş güc olmasa günesin dogusu falan eglenceli seyler. de eger 7-8 gibi evden cikacaksan günün en sikik zamanlarina donusuyor.. film izlesen izleyemessin, spor yapsan, çiftçisin ne sporu.. anca yagmur yagarsa falan yüzüm gülüyor. o derece.
işte bu sikko zamanda oturdum bugun film izledim. Ghost town. Mevzu şu şekil.. ricky gervais var, 40 yaşında bile yanaklari ilkokul dörtte bol köfte yemekten şişmiş gibi duran bir adam(ki kendisini tüm film boyunda, sezercik'in okulda olduğu filmdeki hani şu sapık katilli filmdeki, sezercik'in yancısı dombili çocuğa benzettim) bu bir şekilde ölüyor, ve dünyaya geri geliyor.. ondan sonra hayaletleri görüyor..
feci tanıdık dandik bir senaryo. film de öyle güzel bi film değil zaten. ben rick gervais'den daha iyi bir şey beklerdim. hoş kendisini tanımıyorum, ama ben beklerdim. tanımasam da beklerdim.. tipi bekletmeye çok müsait. filmin işleyişi içinde çok komik espriler olabiliyor gerçi ama bu espriler filmin genel akışı ile zerre alakası olmayan espriler. ertem eğilmez filmleri gibi. biri bi komiklik yapiyor, çok komik oluyor ama filmin genel konsepti dandik. misal vereyim, cerrah ameliyat edecek rick gervais'i filmin daha 5. dakikasında (spoiler vermişssin derseniz vururum.. 90 dakika film 5. dakikasindan spoiler ne anasini satiim), cerrah'in bronzlaşması üzerine inanilmaz eğlenceli bir geyik dönüyor.. o yüzden biraz ertem eğilmez filmleri, biraz hüdaverdi filmi, komple de sezercik sapık katil filmi gibi buldum filmi.. 6.4 veririm ancak.. muhtesem müzikleri bu puan in 1.4 ünü falan kaplar gerçi.. beatles ile başlıyor yahu film. daha ne olsun?