Çarşamba, Ocak 28, 2009
Demokrasi
insanlar dinlerini bile orjinalleri gibi yaşayamazken, bir şekilde değişen yer şekilleri ile, değişen iklimler ile dinleri deiştirerek yaşarlarken, demokrasinin tüm dünyada aynı şekilde yaşanmasının beklenmesi canımı sıkmakta..
yani mesela isa'nin cikardigi sekilde mi katoliklerin hristiyanligi, veyahut katoliklik, ortodoksluk, protestanlik, anglikanlik falanlik filanlik, veyahut suniler, veyahut şiiler niye bu kadar değiştirmeye ihtiyaç duymuşlar? niye tek bir dinde işlemiyor milyarlarca insan'in dünya görüşü? böyle bir küreselleşmeye imkan yok çünkü.. hiç bir zaman bir isveçli kadar üşümeyecek insanlarin, veyahut tenleri hiç bir zaman diğerleri kadar beyaz olmayacak insanlarin, aynı şekilde ibadet etmesi, aynı şeylere önem vermesi, aynı şeylerden korkmasi imkansiz bir düşünce.. tanri da sanirim bunu bildiginden, bir şekilde bu değişime imkan taniyan sistemler oturtmuş.. ful kustomize olabilen dinler milyarlarca kisiyi sarip sarmaliyor..
ama işte demokrasi dedigin insan yapisi bir şey oldugundan, bu kişileştirilebilir yapiyi görememiştir.. hala demokrasiler, antik yunanda bulunduklari gibi işletilmeye calisiliyor.. yunanda'da aynı, ortadoguda da, uzak doguda da ve güney afrikada da aynı kurallarla oyun oynanmaya calisiliyor.. işte bu noktada demokrasinin yetersizligini, beceriksizligine tanik olabiliyoruz.. benim demokrasiye katilimim, benim demokrasiden anladigim şili'li bir kahve işcisinin düsünceleri ile uyusmuyor. ama illaki aynı kurallarla yönetiliyoruz.. illa ki aynı kurallarla devleti olusturuyoruz..
demokrasinin mutlakiyetine inanmak bu yüzden bana dingillik gibi gelmekte.. en azindan bizim ülkemiz için demokrasi pek de oyle sahane bir sistem degil.. olmuyor yani beceremiyoruz işte. demokratik olmak pek iyi degil... 70 milyonluk koca bir ortadoğu ülkesi 100 yildir demokrasi ile yürüyemiyor..
bir sürü demokratin oldugu ülkede, bir tane bile lider cikmiyor 80 senedir.. ne garip..