dünyanin en büyük sorununun bir şekilde "numlock tusunun isigi niye yanmiyor" oldugunu dusundugum bir günde, eski dostlari rüyada görüp onlari özledigimi farkederken, üstüne üstlük adaçayı kokulari ile kışın gelişini kutlarken, ankarada fenerbahçe maçından yaklasik 2 saat sonra, akşam yemeginden ise 10 dakika sonra başlayan, ve gol sesi cikmayan ama ankaraspor'un kazandigi musabakadir..
mactan evvel insanlar ali dayinin tay siktigi yer kadar uzakta bir stat olan asas stadinda yerlerini aliyor, "abi inanilmaz başım ağrıyor yeminle" diyen ayhan ise bir adet apranax ile sakinleştiriliyordu.. ankaraspor gün geçtikçe kücük franco'nun real madrid'ine, mussolini'nin lazio'suna benzemeye basliyordu. kocaman kocaman stat üstü posterleri, maç öncesi yapilan şovlar, devlet erkaninin tribunde yerlerini almasi, "cumhurbaskanimiz stadimiza hoş geldiniz" yazisinin asilmasi alenen bunlarin göstergesiydi kanımca.. zamanında `selamsiz` koyune bile gitmeyen reisi cumhur artik futbol musabakalarinda kendini göstermekteydi..
maç bu temaşa içinde basliyordu ki bir afet bir tufan kopu verdi.. yer gök birbiriyle kavgaya tutuşmuş da göğün rüzgarla ipnelik yapasi gelmiş gibi bir hava mubalag ediyordu.. yan tarafta bu ruzgarda sahalarda görmek isteyecegimiz bir hadise var..
her neyse galatasaray rüzgari arkasina almis saldiracakti ki, fernando meira brezilyadan 6 yemişligin verdigi gazla inanilmaz bir hata yapiyor, ankarasporlu oyuncu de sanctis'i de calimlayip topu aglara birakiyorken birden sislerin içinden maskeli bir insan ciki verdi.. böyle maskesiyle geldi geldi geldi topu cizgiden cikardi sonra yine sislerin icine girdi kayboldu gitti..
zaten bir sekilde bir beddua almis olmasi gerek ankaranin "kim ki bu sehirde cenk ede, o cengin tadi tuzu olmaya" gibi bir dua edilmiş olmali.. hayatim boyunca ankarada oynanan tek bir musabakadan zevk aldigimi hatirlamiyorum arkadas..
kose bayraklari yerlerinden kopacakken galatasaray pozisyonlara girmeye baslamisti.. 66 numarali formasiyla duble `arif erdem` olmaya niyetlenen arda turan beyaz bogazli kazagi da giyince tam tamina arif erdeme benziyor ve mükemmel oynuyordu.. yan tarafta da arif erdem ve bogazli kazagi var.. nette bir sekilde macta kullandigi bogazli kazagi bulamadim gerçi.. velhasil o sirada kewell'in kafa sutu geldi. top direkten dönüyor, ayhan'in önüne düşüyor ayhan "bomba bomba!" seklinde panikliyor, türkiye sinirlari içinde gol atmayi unutmuş ümit karan'da alenen topu aglara gönderemiyordu..
ilk yarı bu sıkıntı içerisinde geçiyordu.. hatta cumhurbaşkani maçı bırakmış bir şekilde melih gökçek'in torunu ile oynamaya dalmıştı.. taraftarlarin eglenmesi için daha degisik atraksiyonlar yapilmaliydi.. yani futboldan umudu kesmistik de, bari anayasa mahkemesi baskani ile cumhurbaskani bilek güreşi yapsaydi da devleti kazanan yonetseydi.. (hababam stili) ya da ne bileyim.. `karakoy iskelesi`ni denize gören kurban oldugum yarappim resullulah ankaradaki bir mactan zevk almamizi engelliyordu işte.. maça chp'nin yeni üyesi oldugu soylenen, sonrasinda "dubai'den ümit karan'i izlemeye gelen menejerler" olduklari soylenen bir grup arap da gelmisti.. merak ettigim nokta, bu adamlarin kışlıklari yok mu arkadas? yaz kış o beyaz seylerin icinde.. vallahi allah saglik sihhat versin. üzüldüm adamciklara. palto alin be adam!
ikinci yari farketmeden basliyordu acikcasi.. evlerinde oturanlar için mactaki futboldan ziyade bulmacalarindaki "bir kagit oyunu" sorusu daha önemliydi.. bereket melih sendil "batak" diyerek hadiseyi gecistiriyordu. toplar kaleye gitmiyor, de sanctis'in her degaji taça gidiyordu.. bereket neca oyuna giriyordu.. ben sahsen "işte maskeli balo ve onun sahte yüzleri" kivaminda bir türkü tutturmuştum. sahada iki maskeli oyuncu varken, saha kenarinda da kendini james bond zanneden bir arkadas vardi (skibbeden bahsediyordum) 70. dakikaya kadar oyuna mudahale etmiyor, oyuncular bildiklerini oynuyor, dahasi meira ne oynadigini bile bilmiyordu.. 3 tane ön libero 2 tane stoper vardi ortada dolanan.. geri kalanlar da kontragerilla gibi sacma sapan davranislar sergiliyorlardi..
macin sonlarina dogru uzun bir aradan sonra baris ozbek turuncu formasiyla bulussa da yaptigi en sahane hareket kaleye vurdugu topun neredeyse taca cikmasi olacakti.. ümit karanin da önüne indiremedigi bir topla mac 0-0 sona eriyordu..