Pazartesi, Haziran 22, 2009

Devrim arabaları



ancak izlemenin imkani olan, o muhtesem insanlara, muhtesem bir saygi duruşu niteliginde olan çok ama çok güzel bir film. bu ülkenin kahraman cikarmasi sanılanin aksine sadece askerler sayesinde olmuyor. o duvarlara asılan ak libaslı, yalın ayak pilotlardan gayri kahramanları da var bu ülkenin. takim elbiseler içinde, kravatlarla duran.. işte o kahramanlarin yaptiklarini unutturmamak adına, o muhtac oldukları kudretin alenen damarlarinda oldugunu gostermek adina cekilmiş bir film.. şahsimin kelime haznesi bu filmi ne şekil begendigimi gosterecek kelimelerden yoksun. o derece diyeyim..

fakat kanımca devrim arabasına karşı olan insanları tamamen kötü göstermek (ki filmde bunların başında uğur polat gelmektedir) çok da makul değildir. tamam vizyonu eksik, dar kafali insanlardı ama film boyunca inceden inceden verilen mesajin biraz daha alti cizilmeliydi bence. bu filmi donem hakkinda yeterli bilgisi olmadan izleyen birisi "vay efendim bak araba yapmamizi istememisler, bak devamli engeller cikarmislar bak soyle olmus bak boyle olmus" diye düsünebilir haklidir.


fakat kazın ayagi pek öyle degildir. ülke henüz adnan menderes hükümetinden çıkmış bir ülkedir. tamam adnan menderes dandik yasalar yüzünden idam edilmiştir ama, adil bir yargilanma sürecini aşmış ve bir şekilde suçlu bulmuştur ki kanımca alenen ülkeyi satmıştır adnan menderes. filmde ugur polat'in da dedigi gibi "bu ülkenin hayal perestlige verecek bir kuruş daha parası yoktur". arabanın yapımının sürdüğü 130 günlük süreçte yassı ada mahkemeleri yapilmakta ve ülke her gün ajanstan yapilan yolsuzluklar hakkinda bilgi edinmektedir. menderes hükümeti dış borç ile suni bir refah saglamis, bir çok ilde asla verimli olmayacak, halkin tamamen gözünü boyamaya yonelik fabrikalar kurmuş, atıl kamu yatirimlarinda bulunmustur..

şimdi bu ahval ve şerait içinde siz nasıl çıkıp da "bakin biz araba yaptık!" diyebilirsiniz ki.. eminim o zaman o haberi duyan bir grup insan "hah tüm kuşları siktik, sikmedigimiz bi leylek kalmisti" kivaminda yaklasmistir olaya. zira filmin daha en basinda diyor "önce toplu ignemizi yapalim da, sonrasinda arabayi düsünürüz" halkin önceligi araba yapilmasi degil ki?

velhasil kelam cok güzel bir film allahi var. ama fazla beyaz ve siyahtan oluşmakta.. oysa ki gercek hayat, benim gormek istedigim hayat tamamiyle grilerden ibaret.. (bu arada haluk bilginerin de guest star kivaminda, sigortasi yatirilsin diye filme dahil edilmesini pek anlamadigimi belirtmeliyim)