kimin kalbini kirdigimi bilmiyorum pek, yani o kadar çok şüpheli var ki bu konuda, onlarin arasinda birisi muhakkak ki bana bir laf soyledi, bir büyü yapti onun lanetini taşıyorum son 1 senede.. çünkü son bir senede kime yanassam, kime kanım ısınsa, 2. bulusmada şu laflar dökülüyor agzindan:
"ben de sanırım bir kaç ay sonra yurt dışına gideceğim.."
o vakit ellerim titremeye basliyor, sigaradan zar zor aliyorum, birden saclarimin dokuldugunu, zayifladigimi, gozlerimin kiristigini hissediyor ve emekli maaşlarının durumunu düşündüğümü "bunca yillik ogretmene bu maasi reva görüyorlar" şeklinde öfkelenip hükümete saydiracak bir öfke birikiyor bende..
sanirim bu konuda bir film vardi. "good luck chuck" adinda.. orada da adam, aynı benim derdimden muzdaripti, ne zaman bi kadinla sevisse, kadin bir sonraki ilişkisinde aradigi beyaz atli prensi buluyor ve evleniyordu..
şimdi gelin benle birlikte olun demiyorum ama, öldükten sonra mezarimi türbeye çevirin diyorum.. "pasaport dede türbesi" gelsinler, sandukamin orasinda burasinda oynasinlar, bi subanike bi fatiha okusunlar, gobek atsinlar gitsinler.. yurt disina giden, vizelerle dolmuş pasaportunu kapan geri gelsin yatirima. biraksin o pasaportunu.. benim yaşam sonrasindan beklentim budur.. (bi de gelen kizlar topuklu cizme ile gelirse mükemmel olur.. o da benim dede olarak fantezim olsun..
sarki tom jones'un bir şarkisi bu arada. ama arkadaslar latin olarak almislar acaip sahane bir sekilde coverlamislar.. siradan degil bebegim diyor tom jones sarkida, yani yurt disina cikiyormussun, çık ben alistim manasinda..