Pazartesi, Haziran 14, 2010

işçi sınıfı kahramanı (h. ş. #47 )





Kendimi zengin/seçkin yerlerde, asla huzurlu hissetmedim. Onların normalleri, benim işçi sınıfı ailemin normalleri ile derinden çarpıştı. Hiç bir zaman punk yıldızları gibi "sid vicious" gibi "hepinizin mina koyim" diye olay yaratmadım kabul (ki oysa küfür işçi sınıfının ağzında güldür) ama işte o yaşlandıkça içine girdiğim, arkadaşlarımca davet edildiğim, bir şekilde sosyal statümün değişmesi ile ortak olduğum dünya hiç bir zaman sarmadı beni. bilmiyorum sarmayacak da.

ben şu anki yaşımın iki katına geldiğimde (babam ile aramizda kaç yıl fark olacak sorusunun cevabını yorumlarda yazarsanız sevinirim) hala istanbul'da köprü trafiğinde ferrari'ye mendil satmak isteyen adama üzüleceğim, findikli'dan dolmuşla yukarı çıkarken 3 tane domuzcuk tarafından bile yıkılabilecek bir evin balkonuna çamaşır asan kadının bir yandan da yan villada havuzda yüzenlere bakmaya çalışmasını yadırgayacağım. Hiç bir zaman kalamışta, marina'da "murphy's dance club" da eğlenemeyeceğim doğru düzgün..


hayatın o bitmez tükenmez yeşilçamında kendime verdiğim roller var sanırım. ben hiç bir zaman zengin piçi oktay rolünde göremedim kendimi mesela, evi tavuk kümesine çeviren tarık akan hiç olamadım, ferhan şensoy gibi bir kıza bakmayı hiç içime sindiremedim, ben hep "çaldı paramı hakim bey, ama helal olsun be sana osman!" diyen kadir savun rollerine uygun gördüm kendimi, şu bilmem kaç sene tıp fakultesinde okumuş, icabında fransalara gitmiş doktor nubar terziyan'ın "yoo paraya hiç gerek yok, o parayla ilaç alırsınız" demesini yakın buldum kendi sözlerime.. tüm o eğitime, tüm paraya rağmen dediğim gibi, hiç bir zaman işçi sınıfı çocuğu olmaktan kurtulamayacağım. bunla da gayet gurur duyuyorum.

bu arada şarkıları indirmek için link istediklerini söyleyen bir kaç mail aldım. o yüzden sanırım indirme linki de koymalı. şu şekil..