15 keredir deniyorum yazıya doğru düzgün bir girişle başlayamadım. önce futboldan gireyim dedim, "abi salaklaşma karı kız okuyor blogu, "sonra futboldan girmiş iyyy" derler uzaklasirlar" diyerek bu fikirden vazgeçtim. sonra dedim madem karı kız için şey ediyoruz, kökleyelim sonuna kadar oscar wilde alıntısı ile devam edelim, onda da baktım ki heves yok blogu karı kız için de yazmıyorum sonuçta, böyle eksperimental girmeye karar verdim..
ben bugun size hafta içinde yaşadığım alacakaranlık kuşağından bahsedeceğim.. şimdi baş bölümü biraz sıkıcı. hayatimda ilk kez bir canlının (bitki hariç bak yalan olmasın) canını istemeden aldım.. bu konu hala içimde ukte. en kısa zamanda bir kedi alıp yerine koyacağım.. birden önüme atladı ve durmama imkan yoktu, durup yerden alıp hastaneye götürmeme de imkan yoktu çünkü acaip işlek bir yoldu.. her neyse bir arkadaşın doğum günü partisine gideceğim.. arkadaş dediğim 30 yaşında, izmir'in acaip seçkinlerinin ortasında bir arkadaş..
liman tarafında bir diskoyu kapatmış bunlar orada eğlenecekler.. benim disko ile olan tek bağım emrah filmleri.. ortamda seren serengil ariyorum. bir dallamalık olursa hemen motorsikletli adamlara saracağım sınıfsal ayrımdan girip "ama bizde yürek var" diye çıkacağım.. mekan kapatılınca sandığım gibi çıkmadı tabi durum..
"ben votka limon içeyim"
olm orada bin ton şey var, malibu var ne bileyim, mojito, martini ,bloody mary, white russian falan var ama sen
"ben votka limon alayim"
adam orada "yanına da az leblebi getirem mi?" dese sakin sakin "olur çok güzel olur" diyeceğim.. hazırım..