Pazar, Kasım 24, 2013

Gezi Partisi'ne dair



Mayıs sonu başlayan süreci az çok biliyorsunuz. Bir grup devlet büyüğü "buradan yol geçecek, canlılara yer yok" diyerek istanbulun göbeğindeki bir parktaki ağaçları kesmek istediler. Sonra ağaçları ve insanları sevenler "ne gerek var" diyerek karşı çıktılar buna. karşılarındaki polisler "biz ağaçları şayet kesilip kağıt yapılıp para olarak kullanılmıyorlarsa sevmiyoruz ve sizden de pek hoşlandığımız söylenemez" diyerek bu sevgi dolu insanları üzmeye çalıştılar.

sonra çok üzüldü ağacı seven insanlar. çok canları yandı. dostlarını kaybettiler veya dostları onları tek gözleri ile görmek zorunda kaldı.. elem en büyük mürebbiyedir derler ya büyükler, bir kez daha öğrendik ki biz bu acı ve keder içinde, birbirimizi dinlemeyi, birbirimizi anlamayı, dahası "eğer bir şeyler yapmazsak bunlara daha fazla maruz kalacağız" diye düşünmeyi öğrendik. 

işte bu düşünceler arasında bir parti çıktı. "gezi partisi" adında.. gezide olan, gazı solumuş, elini taşın altına sokmanın zamanının geldiğini düşünen ve hızlı hareket eden insanların çıkarttığı bir parti. hızlı hareket edenin altını çizmek gerek zira "gezi" ismi bir direnişin semboluydu ve bu kardeşler hızlı davrandı. 1-0 oradan öndeler zaten.


sağolsunlar beni de hususi çağırdılar gel dinle dediler ben de gittim yaklaşık 4 saat dinledim. aşağıda toplantıdan satır başları var.. bakın bakalım kim bunlar..

yaklaşık 30 kişilik, büyük çoğunluğu üniversite mezunu olan bir kitle toplanmıştı. öncelikle olay elitlerin birbirini pışpışlaması olduğunu ve bunun şahsım adına rahatsızlık verici bir şey olduğunu düşündüm. fakat konusma ilerledikçe bunun böyle olmadığını anladım. 

Kendisi bir gitarist olan ve yıllarca kitleler önünde çekinmeden durabilen parti başkanlarından cem köksal bulusmanin başında gezi partisinin neden çıktığını dile getirdi: "gezi partisi muhalefet eksikliğinden değil, iktidar eksikliğinden var oldu. Gezinin tamamından değil geziden çıkan bir filiz.."

bu filiz kısmını birazdan daha açmak gerek.. CHP kendisine "çınar" derken, bir filiz olan Gezi Partisinin duruşu elbette ki farklı olacaktı.

"Neden başka bir partinin altında değil de yeni bir parti" sorusuna cevabı diğer bir başkan "teoman kumbaracıbaşı" verdi hemen başında: "Gezi partisi, lidersiz, otonom ilçe ve il teşkilatları olan bir yapı. Her hangi bir parti lidersiz olsun, milletvekillerini tamamen ön seçimle, liderler tarafından belirlenmeden çıkartsın onların altına girmeye hazırız.. ama türkiyede hiç bir parti bu duruşta değil. Onun için gezi partisiyiz"

Gezi'nin en büyük en güzel yanı insanlar arasındaki iletişimken parti bunu es geçmemiş tabii ki "Bizim ilçe teşkilatlarimizda belki masa olmayacak ama ucuzundan webcamli bir tv olacak. o tvden her ilçe teşkilatı birbiriyle iletişime gececek, geçmek zorunda da zaten. bugun hiç bir partinin izmir teşkilatı hakkari teşkilatını tanımaz. bizde ise tanıması gerek. gezi partisi bir iletişim partisi olacak. Gezi parkındaki direniş nasıl ki sol partiler olmadan barikatsız olurdu, nasıl ki anti kapitalist müslümanlar olmadan yer yüzü sofrasız olurdu, gezi partisinin bunları dışarda bırakması, bunlarsız olması mümkün değil. Tek bir kırmızı çizgimiz var o da iletişime kapalı, birbirinin fikrini hor gören insanlar.. onlar partimizden uzak dursunlar. bize, birbirini dinlemeye açık ve razı insanlar lazım"

O sırda sağdan sert bir soru geldi "peki parti olarak eylemlerde olacak mıyız?" teoman bey bu durur mu yapıştırdı cevabı "amacımız barikatlarda durmak değil, amacımız iktidar olup o barikatların oluşmayacağı yarınlar kurmak"

bu noktada şunu söylemek istiyorum, toplantının her anında insanlar iktidara gelmekten bahsetti. CHP'nin MHP'nin köhneleşmiş muhalefetten öteye gidememe eğilimi bu partide yok. iktidar olacaklarına inançlılar ve sayılardan da çok haberliler.. herkesi kazanma lükslerinin olmadığını böyle bir rüyaya girilmeyeceğinin farkındalar. yüzde 36 ile tek partinin iktidar olabileceği bir ülkedeyiz nihayetinde.

Partinin kitlelerce bilinmediğinin farkındalar, açıkcası şu anda öyle öne çıkmak ve dikkat çekme niyetleri de çok yok. Minicik bir filiz olduklarının, rüzgara, yağmura direnemeyeceklerinin farkındalar. bu yüzden toplantıya katılanlardan, gezinin o özgürlükçü, lidersiz ve birbirini dinleyen insanlarından örgütlenmek için yardım istiyorlar.. o izmirde saçı çekilen kızı görünce canı acıyandan, ali ismail'in dövülmesini izlerken ekrana bakip ağlayıp küfredenlerden, akrebin içinde taciz edilen kizi taciz edenleri tokatlamak isteyenlerden, atanamayan öğretmenlerden, acil serviste dayak yiyen doktorlardan, patronundan azar işitip, sirf oradan kazandığı üç kuruş para yok olmasın diye sesini çıkartamayanlardan bu filizi korumalarını, partiyi örgütlemelerini istiyorlar. Tvlere çıkılmak istendiğinden, o durumda "azuth ile birlikte çıkılıp reytinglerin alınabileceğinden" (aslında ben gülerim öyle bir durumda)

 ama şu an örgütlenmeden, rüzgara ve yagmura direnebilecek bir fideye dönmeden bunun hiç do Teoman kumbaracıbaşı bu örgütlenme durumundan şöyle bahsediyor "biz yanmayı, yanıp halkına ışık olmayı göze alanlar olmalıyız.. daha cesur bir şey biliyorsanız lütfen söyleyin, onu yapalım"

Lidersizlik durumu çok tartışıldı partide.. aşağıda paylasacagim linklerde parti tüzügünü okuyabilirsiniz ki bu parti tüzüğünde lidersizlik ibaresinin çok güzel bir şekilde düzenlendiğini görebileceksiniz. Partinin lidersiz olmasının başı boş olması anlamına gelmeyeceği defalarca dile getirildi. Ve dendi ki "partinin içinde politikayi bilen, insanları manipule edecek insanlar çıkacaktır. bunlar parti yönetiminde olmayı çok isteyebilirler. ama tüzüğümüz öyle ki, buna asla izin vermeyecektir. buna asla izin vermeyeceğiz.." ayrıca lidersiz olmanın "ani olaylara, acil tepkiler vermeyi güçleştireceği" konusuna da değinildi. şahsım adına bu konuda biraz daha çalışmak gerek. yani, en azından birisinin sazı eline alıp konuşabilmesi gerek. aniden, umarsızca..

Peppe grillo'dan 5 stelle hareketinden, dünyadaki siyasetin online, şeffaf ve direkt demokratik bir şekle döneceğinden, gezi partisinin bu nedenle dünyada en modern partilerden birisi olacağından bahsedildi. iktidara gelindiginde 550 sandalyenin yanına 1 sandalyenin daha geleceginden bunun online bir sandalye olup insanların direkt olarak e devletten mecliste söz hakkı olabileceğinden, öyle gece yarısı operasyonlarından kurtulanılacağından bahsedildi ki bunların altına imzamı atarim.

Mustafa kemal atatürk'ün partinin neresinde olduğu soruldu "Atatürk'ün ve cumhuriyet kazanımlarının sonuna kadar arkasında duruldugunun ama yeni şeyler yapmak, üretmek gerektiği" cevabı verildi hemen. ve teoman bey dedi ki "biz atatürk'ü seviyor ve saygı duyuyoruz, ama bir kurtarıcı beklemiyoruz. Memleketimize ve dünyaya gelen her lidere de saygı duyuyoruz. ama ne üstümüzde tutuyoruz ne ayaklarımızın altında, biz herkese göz hizasında olmak istiyoruz"

Velhasıl sadete gelirsek, gezi partisi çok hevesli, çok heyecanlı, çok gercekçi, lidersiz ve online bir oluşum.. Ha tecrübesiziz, bilgisiziz ama çok çalışacağız, çok debeleneceğiz, çok yara alacağız, çok üzüleceğiz. ama eğer biz bir şey yapmazsak ethem gibi, ali ismail gibi, abdocan ve niceleri gibi kardeşlerimiz yok olmaya devam edecek. biz kendimiz yaralanmaya, üzülmeye razıyız, onların acısına katlanamadığımız için bu yola giriyoruz.

ve dendi ki en sonunda, sen olmadan bir eksiğiz.. gel.. konuş, anlat ve anla..