cok anlatilmis edilmis, kriz donemlerinde herkesin, "parite" uzmani
"emulsiyon" kompetani olmasi gibi, atlas deneyi nedeniyle herkesin ilgi
gosterdigi bir zamazingo olmus zamazingodur higgs bozonu..
bi de ben şöyle anlatayim bunu..
şimdi herkes bozondur, kuantum fiziktir, bilmem nedir bilmeye bilir. ama herkes bir şekilde tanri'nin evreni 6 günde yarattigini, 7. günde dinledigini ve bu yaratim sürecini "ol" komutu ile (gavur buna let there be light diyor) baslattigini bilir.. işte bu ol komutunun maddeye verilmesi neticesinde, madde kütle kazanmis ve zamanla kocaman evren olusmustur.. buraya kadar sanirim herkes bir sekilde bilgi sahibidir.
işte higgs bozonu, (bozon derken aslinda bir ortamdan bahsediliyor) maddeye kütlesini veren "ol" komutundan baska bir hadise degildir.. hiçliğe kütle vermektedir higgs bozonu..
"e peki efendim afrikada cocuklar acliktan kirilirken, torbalispor amator kümeye düsmeme savasi verirken, süriye başlı başına bir sıkıntı varken bu bozon'un bulunmasi için harcanan paranin manasi ne?" şöyle anlatmak gerekirse, eger bozon bir sekilde istemli olarak olusturulabilirse, ve kanitlanirsa diger hic bir zamazingo'nun önemi kalmayacaktir.. insan oglu sinirsiz enerjiyi elde edebilir en basitinden.. daha ne diyeyim ki?
higgs bozonu tamamen teorik bir hadisedir aslen.. şu aynştayn'in çok bilinen denklemindeki en sorunlu hadisenin çözümüdür fizikçiler için..
e=mc2
bahsettigim denklem.. enerji'nin ışık hızının karesi ile, madde'nin carpimina eşit oldugu hadisesi.. "ışık hızının çıkış noktasi belli de, madde'nin çıkış noktasi neresi mina koyiim?"
yani madde'nin bir noktada kütlelenmesi, sekillenmesi gerekiyor. "fotonlar var eyvallah, ama ya atomlarin kutlesi nereden geliyor?" gibi "ne oluyor da oluyor enerji oluyor? hani yokdan var edilmezdi bi zamazingo da? bu madde nereden geldi?" gibi sorulara 1964 yilinda françois englert ve robert brout "bir şey var ya şimdi şey edemedik dilimizin ucunda ahanda böyle bir ortam işte atomlar oradan gecince var oluyorlar felan!" demisler, fakat tam anlasilabilir bir anlatim, ayni yilin ekim ayinda peter higgs tarafindan gelmis..
higgs'in teorisine gore, atomlar, büyük patlama sirasinda olusan fildir fildir bir zamazingonun içine girip kütlelenmislerdir.. bu zamazingo o kadar ama o kadar agirdir ki, olusmasi ile, ve parcalanmasi arasinda gecen zamani digitürk'ün süperslow kameralari bile tespit edememistir.. oyle bir an var olmus, maddeye kütlesini vermis ve evrenin her yerine dagilmistir..
özetle şöyle.. atomlar geliyor, higgs bozonunun içine giriyor, kütleleniyorlar, fakat fotonlar olsun bilmemneler olsun, kendilerine has özelliklerinden dolayi higgs bozonundan etkilenmiyorlar ve kütle kazanmiyorlar, sonra higgs bozonu bir anda yok oluyor.. mahvoluyor, özletiyor görenleri..
teoride boyle.. bambaska bir boyut higgs bozonu anlayacaginiz. big bang le yok olan boyutlardan bir tanesi. zaten teoriye gore de ben diyeyim 100 siz deyin 200 tane boyut varmis big bangde de, o kargasada ancak dördü kalmis (1 ileri üc saga sola) (daha dogrusu, zaman, sag sol,asagi yukari,ileri geri)
şimdi bu cerndeki deneyle, bu bozon'un atmasyon olmadiginin, evrenin bir yerinde var olgunun, dahasi tekrar yapilabileceginin deneyi yapilmakta a dostlar.. yapabilirlerse sahane, soguk füzyon bile bulunur o gazla, ha bulunmazsa harun yahya'nin cikip "atlas deneyi aldatmacasi" adli bir kitap yazmasini bekliyorum.. olur da higgs bozonunun mevcut olmadigi kesfedilirse "eee mina koyiim madde nereden gelmis peki?" sorusunun cevabi birisi yeni bir cevap uydurana kadar "bilmiyoruz anasini satiim bilmioruz!" seklinde olacaktı ki bugun olay çözümlendi.. tanrı parçacığı diye bir şey var!..
bilim adamlari, onlara kahve tasiyan stajyerler, ortami temizleyen gündelikciler falan bu madde'yi tersten olusturmaya calistilar anladigim kadariyla.. parcaciklari carpistirarak, onlara işkence edip, dünyada tatmayacaklari acilari yasatip, enerjilerini yok etmeye, boylelikle higgs bozon'unu göreve cagirmaya calistilar..
bu carpistirma icin, iki tane atom'un ışık hızına cok yakin bir hıza cıkmasi, ve birbirlerine kuvvetlice vurmalari gerek.. bunun icin de sahane bir ensturman gerek işte.. buna da parcacik hizlandirici deniyor.. ilk parcacik hizlandirici 1929 yilinda ernest lawrence tarafindan "kirmizi bir legen" olarak tasarlanmis.. tabi verim alinmayinca daha büyük genis seyler yapilmis..
parcacik hizlandiricilarin daha kücük seyleri kesfetmek icin büyümelerinin asil hikayesi, penalti atisi icin gerilen oyuncunun hikayesine benziyor aslen.. ne kadar büyük olursa o kadar hizlanabiliyor yani..
ama cern'deki parcacik hizlandirici, bir proton'un gorup gorebilecegi, maksimum verimin alinabilecegi en büyük hizlandirici. yani onun üzerinde büyüklükte bir parcacik hizlandirici yapmak müsriflikten baska bir hadise degil.. işte o yüzdendir ki bu deneyde higgs bozonu bulundu bulundu, bulunmadi siktir edilecekti.. şimdi bozon bulundu, artik aglayan mi oldu, "dini buldum" diyen mi oldu bilemiyorum..
bi de ben şöyle anlatayim bunu..
şimdi herkes bozondur, kuantum fiziktir, bilmem nedir bilmeye bilir. ama herkes bir şekilde tanri'nin evreni 6 günde yarattigini, 7. günde dinledigini ve bu yaratim sürecini "ol" komutu ile (gavur buna let there be light diyor) baslattigini bilir.. işte bu ol komutunun maddeye verilmesi neticesinde, madde kütle kazanmis ve zamanla kocaman evren olusmustur.. buraya kadar sanirim herkes bir sekilde bilgi sahibidir.
işte higgs bozonu, (bozon derken aslinda bir ortamdan bahsediliyor) maddeye kütlesini veren "ol" komutundan baska bir hadise degildir.. hiçliğe kütle vermektedir higgs bozonu..
"e peki efendim afrikada cocuklar acliktan kirilirken, torbalispor amator kümeye düsmeme savasi verirken, süriye başlı başına bir sıkıntı varken bu bozon'un bulunmasi için harcanan paranin manasi ne?" şöyle anlatmak gerekirse, eger bozon bir sekilde istemli olarak olusturulabilirse, ve kanitlanirsa diger hic bir zamazingo'nun önemi kalmayacaktir.. insan oglu sinirsiz enerjiyi elde edebilir en basitinden.. daha ne diyeyim ki?
higgs bozonu tamamen teorik bir hadisedir aslen.. şu aynştayn'in çok bilinen denklemindeki en sorunlu hadisenin çözümüdür fizikçiler için..
e=mc2
bahsettigim denklem.. enerji'nin ışık hızının karesi ile, madde'nin carpimina eşit oldugu hadisesi.. "ışık hızının çıkış noktasi belli de, madde'nin çıkış noktasi neresi mina koyiim?"
yani madde'nin bir noktada kütlelenmesi, sekillenmesi gerekiyor. "fotonlar var eyvallah, ama ya atomlarin kutlesi nereden geliyor?" gibi "ne oluyor da oluyor enerji oluyor? hani yokdan var edilmezdi bi zamazingo da? bu madde nereden geldi?" gibi sorulara 1964 yilinda françois englert ve robert brout "bir şey var ya şimdi şey edemedik dilimizin ucunda ahanda böyle bir ortam işte atomlar oradan gecince var oluyorlar felan!" demisler, fakat tam anlasilabilir bir anlatim, ayni yilin ekim ayinda peter higgs tarafindan gelmis..
higgs'in teorisine gore, atomlar, büyük patlama sirasinda olusan fildir fildir bir zamazingonun içine girip kütlelenmislerdir.. bu zamazingo o kadar ama o kadar agirdir ki, olusmasi ile, ve parcalanmasi arasinda gecen zamani digitürk'ün süperslow kameralari bile tespit edememistir.. oyle bir an var olmus, maddeye kütlesini vermis ve evrenin her yerine dagilmistir..
özetle şöyle.. atomlar geliyor, higgs bozonunun içine giriyor, kütleleniyorlar, fakat fotonlar olsun bilmemneler olsun, kendilerine has özelliklerinden dolayi higgs bozonundan etkilenmiyorlar ve kütle kazanmiyorlar, sonra higgs bozonu bir anda yok oluyor.. mahvoluyor, özletiyor görenleri..
teoride boyle.. bambaska bir boyut higgs bozonu anlayacaginiz. big bang le yok olan boyutlardan bir tanesi. zaten teoriye gore de ben diyeyim 100 siz deyin 200 tane boyut varmis big bangde de, o kargasada ancak dördü kalmis (1 ileri üc saga sola) (daha dogrusu, zaman, sag sol,asagi yukari,ileri geri)
şimdi bu cerndeki deneyle, bu bozon'un atmasyon olmadiginin, evrenin bir yerinde var olgunun, dahasi tekrar yapilabileceginin deneyi yapilmakta a dostlar.. yapabilirlerse sahane, soguk füzyon bile bulunur o gazla, ha bulunmazsa harun yahya'nin cikip "atlas deneyi aldatmacasi" adli bir kitap yazmasini bekliyorum.. olur da higgs bozonunun mevcut olmadigi kesfedilirse "eee mina koyiim madde nereden gelmis peki?" sorusunun cevabi birisi yeni bir cevap uydurana kadar "bilmiyoruz anasini satiim bilmioruz!" seklinde olacaktı ki bugun olay çözümlendi.. tanrı parçacığı diye bir şey var!..
bilim adamlari, onlara kahve tasiyan stajyerler, ortami temizleyen gündelikciler falan bu madde'yi tersten olusturmaya calistilar anladigim kadariyla.. parcaciklari carpistirarak, onlara işkence edip, dünyada tatmayacaklari acilari yasatip, enerjilerini yok etmeye, boylelikle higgs bozon'unu göreve cagirmaya calistilar..
bu carpistirma icin, iki tane atom'un ışık hızına cok yakin bir hıza cıkmasi, ve birbirlerine kuvvetlice vurmalari gerek.. bunun icin de sahane bir ensturman gerek işte.. buna da parcacik hizlandirici deniyor.. ilk parcacik hizlandirici 1929 yilinda ernest lawrence tarafindan "kirmizi bir legen" olarak tasarlanmis.. tabi verim alinmayinca daha büyük genis seyler yapilmis..
parcacik hizlandiricilarin daha kücük seyleri kesfetmek icin büyümelerinin asil hikayesi, penalti atisi icin gerilen oyuncunun hikayesine benziyor aslen.. ne kadar büyük olursa o kadar hizlanabiliyor yani..
ama cern'deki parcacik hizlandirici, bir proton'un gorup gorebilecegi, maksimum verimin alinabilecegi en büyük hizlandirici. yani onun üzerinde büyüklükte bir parcacik hizlandirici yapmak müsriflikten baska bir hadise degil.. işte o yüzdendir ki bu deneyde higgs bozonu bulundu bulundu, bulunmadi siktir edilecekti.. şimdi bozon bulundu, artik aglayan mi oldu, "dini buldum" diyen mi oldu bilemiyorum..