Pazartesi, Aralık 06, 2010
yıkılmamak/yenilmemek değil, birlik olmaktır esas zor olan!
# tüm bu olaylar hakkında "hamile hamile niye kalkıp gidersin kızım" diyerek kızın aklını, duruşunu, cesaretini eleştirenler var.. ben bu tarz düşünceyi, böylesi bir vicdan karartmasını, protesto için sokaklara dökülenlerin illa ki dayak yiyeceği gerçeğini kanıksamayı tüm kalbimle reddediyorum..
demokratik haklara dayanarak yapılan bir gösteri ikinci dünya savaşında bir cephe değildir.. demokratik haklara dayanarak yapılan gösteriler güle oynaya gidilen, avazın çıktığı kadar bağırılan ve geriye sağ sağlim, tek parça dönülebilecek yerlerdir..
böyle bir vicdani karartma değil midir otokrasinin hedefi. halki sindirmek sokaklardan uzak tutmak için oturtulmak istenen düşünce budur işte tam olarak "meydanlar savaş yerleridir, bir şeyleri içine sindirememek, bir şeyler hakkinda bağırıp yönetenlere bir halk olduğunu hatirlatmak cesurların, güçlülerin işidir sadece.." hangi ara bu kadar kör olduk, hangi ara bu kadar bedbaht bir ruh haline büründük bilmiyorum..
seneler, on seneler önce uzak diyarlardan hep birlikte bağırıyorlardı "birlikte bir halki kimse yikamaz" diye.. gerçekten yikamadi kimse.. tek bir kürdanın çat diye kırılıp, onlarcasının asla kırılmaması gibi kaldılar dimdik ayakta.. ama bugun farkediyorum ki mühim olan yıkılmama eylemi değilmiş o cümlede, mühim olan birlik olmakmış..
keşke avrupalı gençler gibi örgütlenebilsek.. aralık ayının 2. hafta sonunda elimize ses çıkartan eşyaları alıp dökülsek yollara.. dövmekten yorulacakları kadar çok olsak, sokaklarda yürüyemeyecek kadar hasta veya hamile olmamıza aldırmadan dökülsek yollara, sırf insanların bu algısını değiştirmek için, sokakları tekrar bizim yapmak, elimizi kolumuzu sallayarak dolaşabileceğimiz, haykırabileceğimiz bir yer yapmak için.. sosyal medyada fotografını değiştirmekten zor değil aslında paltonu giyip ayakkabini bağlayıp sokaklara dökülmek.. çünkü dedim ya, mühim olan yıkılmamak değil birlik olabilmek hayatta..