Perşembe, Aralık 17, 2009

Sideways


hani bir zamanlar tv de "geleceğe dönüş'ün" çizgi filmleri oynardı ya (80lerin cocuğu iseniz atlamanız mümkün değil bunu) onun bir bölümünde doktor elmıt bravn'ın veletleri babalarının beynine girerlerdi küçülüp. aslında yapış yapış ve elektrik akımından inanilmaz tehlikeli bir bölge olması gerekirken feci eğlenceli görsel bir arabirimle donatılmış gibi dolanırdı bunlar beynin odalarından odalarına. işte o odalardan bir tanesi "dr'un yarım kalan projeleri" odası gibi bir şeydi. bi makine yapacakmış, yarım kalmış,bir kitap okuyacakmış bitmemiş, bir yere gidecekmiş aklının bir ucunda kalmış falan filan.. işte bu "sideways" filmi de benim beynimin "yapılacak deyip yapılamayanlar" bölümünde oldu 2004 yılından beri.. (lafı oradan, buraya getirdiysem elif şafak beni görmeli!)

garip bir film sideways. gavurda evlenmeden önce bir bekarliga veda hadisesi vardir ya onun üzerine kondurmuşlar.. kel ve dombili (sincaba benzeyen ayrica) "paul giamatti" yakın bir arkadaşının bekarlığa veda organizasyonunu düzenler.. işte adam içecek sıçacak bu da ona pezevenklik yapacak bir bakıma. olay bu.. bu konsepti aynen bize uygulamaya çalışanların başına çok kötü şeyler geliyor:

İZMİR'de klima ustası M.K., düğünlerinden bir gün önce, arkadaşlarıyla evinde bekarlığa veda partisi düzenleyeceğini söyleyen nikahlandığı gelin S.R.’yi, eski sevgilisiyle bastı.

http://pastoralia.missionaltribe.org/files/2009/01/giamatti.jpg
Hani şu "batının ilmini alıp kültürünü almayalım" düsturu vardır ya, işte o alınmaması gereken kültür budur arkadaş! olmuyor işte şık durmuyor, beceremiyoruz.. neyse film bu minvalde ilerliyor. arada şarapçılık, üzerine son derece yerel bilgiler verse de (allaşkına hayatımızda kaçımız kuzey kalifornia şaraplarından içeceğiz ki?) düşündüğüm kadar doyurucu bir film olmadı benim açımdan.. ama yorganın altında, sakin bi kış gecesinde çok da sıkılmadan, heyecanlanmadan, korkmadan, üzülmeden etmeden izlenebilecek bir film olmuş..

hoş benim "cut" ımda (azuth's cut) sincap'ın arkadaşı aslında hayal olur, kendi kendine dolanırken biz tüm filmi iki kişi dolanmış gibi izlerdik. son sahnede de "olm adam kendi yiyormuş her bir boku" diyip kalırdınız.. ama işte her yönetmen ben değil.. ayrıca kabul insanın canı şarap çekiyor. gittim doluca aldım hemen bir şişe kırmızı..