bu haftaki resmimiz yukarida goruldugu gibi "elma suratli adam" adindaki resim. orjinal adi "bey'in oğlu" gibi bir şey.. belçikaya gelmiş geçmiş en büyük ressamlardan birinin ürünü.. "rene magritte"
magritte bu resim hakkinda süper bi aciklama yapmis zamaninda demiş ki "hayatta her gördüğümüz şey aslinda bir şeyleri gizliyor. orada elma olmasaydi da adamın surati olsaydi mesela, yine adamın karakterinden bir şeyler gizlenmiş olmayacak mıydı? ben adamın yüzünü gizledim bir şekilde, yüzü baska seyi gizliyor, ama sonucta biz ne istersek görüyoruz.. işte bu da bir beyfendi sapkali mapkali.."
açık söyleyeyim "hastir ordan hahah".. şahsen ben bu resimdeki elmayi seviyorum. elma yerine başka bir şey olsa o kadar sevmezdim. bir de arkasinda böyle bir deniz edasi var. sanki gümüldürde imar plani ayarlamaya giden bir tapu kadastro memuruymuş da o sirada elma düşmüş yere, tam suratinin önündeyken bunu çekmişler gibi seviyorum bu resmi..
rene magritte bu resimden önce şöyle iki resim yapmis tanidik gelecek:
adam alenen office clip'art gibi.. yaptigi bir resimdeki objeleri alip baska resimlerde kullaniyor.. eh belçikadan bu kadar çıkıyor işte.. siz çukulata yapmaya devam edin arkadaş, ne diye resimle uğraşıyorsunuz ki flamanlar! hatta bakin elmali resimde (the listening room) arka plan aynen bizim resmimizdeki gibi. ekranin yeri degismis sadece.. ikinci resimdeki "its raining man" gayliginde ise yagan şeyin bizim adamimiz oldugu aşikar.. ama işte soyutmu soyut. sonrasinda zaten şarkisini yaptilar geri helliwell falan soyledi o derece..