fettah can'ın son derece sürrealist şarkısı "boş bardak"'ın klibini youtube'da izlerken "allahım çirkinlikten ölecek bu adam" diye içimden geçirmemdir beni frida'ya sürükleyen.. ben ki ömrüm boyunca dost meclislerinde "efendiler, bugun modern dünya frida kahlo'nun kendi çirkinliği ile barışık dünyasına bir gıdım sokulabilmiş olsa, bambaşka yerlerde olabilirdik" diyen adam değil miydim? fettah can'ın son derece modernist şarkı sözlerini o herhangi bir yerinden tutulmayacak tipiyle söylemesini niye yadırgıyordum?
frida kahlo tüm hayati boyunca tanrının kendisine hayatı zorlaştırdıklarındandır. öyle zengin kızı olarak doğmamıştır. insanlar der ya "hayat bir sınavdır" diye, frida onun en zorunu yaşamıştır.. daha çocukken çocuk felci geçirmiş ve bir ayağı topal kalmıştır.. 19 yaşındayken içinde bulunduğu tramway bir kaza geçirir ve kocaman bir demir vucudunun içine girip leğen kemiğinden dışarı çıkar.. hayatı boyunca 32 ameliyat geçirecektir frida kahlo ve 47 yaşında sakat olan ayağı kesilecektir..
yılmaz frida yaşamaya çalışır.. evlenir de diego rivera adında bi dallamayla.. "düşüncelerin çok etkileyici" diyen her entel erkek gibi aldatır sevdiğini bu dallamada.. çocuk falan da düşürür frida.. her uyandığı gün "bugun bakalım hayat bana ne gibi travmalar sunacak" diye uyanır..
bu sırada troçki sovyetlerden kovulur, önce türkiye'ye sonra da meksika'ya gelir.. orada entelektüel çevre ile "hahah mirim o öyle olur mu hiç" tarzında sohbetlerde frida'yı görür, frida zaten sosyalisttir. o sırada bir yakınlaşma falan olur..
tüm bu süreçte, frida asla modern dünyanın kadınlara direttiği "güzelleşme" trivirilarina girmez.. kaşlarını almaz, bıyıklarına ve bacaklarına dokunmaz.. frida bir kadındır.. o kendine bakmaktan başka hiç bir özelliği olmayan ivana sert'ler gibi değildir.. yüzyıllarla hatırlanacak, hayata her şekilde direnecek bir kadındır..
ve o yüzden biz burada, gecenin bir köründe kendisine neşet baba'dan bir şarkı çalıyoruz:
kaşların karasına
kurbanım arasına
ancak sen melhem olun
kalbimin yarasına
tüm bu süreçte, frida asla modern dünyanın kadınlara direttiği "güzelleşme" trivirilarina girmez.. kaşlarını almaz, bıyıklarına ve bacaklarına dokunmaz.. frida bir kadındır.. o kendine bakmaktan başka hiç bir özelliği olmayan ivana sert'ler gibi değildir.. yüzyıllarla hatırlanacak, hayata her şekilde direnecek bir kadındır..
ve o yüzden biz burada, gecenin bir köründe kendisine neşet baba'dan bir şarkı çalıyoruz:
kaşların karasına
kurbanım arasına
ancak sen melhem olun
kalbimin yarasına