Pazartesi, Ağustos 23, 2010
erken kalkmak!
eğri oturup doğru konuşmamız gerekirse, çağ dışı bir hadisedir erken kalkmak. zira saatin 6 ya kurulup uyanılması işinin tek amacı güneşten daha fazla yararlanılmasıdır. atalarımızın zamanında elektrik olmadığı, varsa bile çok pahalı olduğu için "aman işler karanlığa kalmasın, güneş varken güzel güzel yapalım işimizi" denmiş olsa gerek. ee arkadaş, gelmişsin 2010 yılına, nükleer enerji muhabbeti yapıyorsun, enerji dediğini elde etmenin türlü yolu var, hala ve hala sabahın bir köründe uyanmanın mantığı ne? bakır tencere ustası mısın ki sen "aman gezelim görelim ekibi gelir, hemen gideyim dükkanı açayım güneş batmadan çalışmayı bitirmeyeyim" diyesin.. gayet plazada çalışan, gün ortasında bile elektrik ampulundan istifade eden modern dünya insanısın, bu telaş niye?
üç kuruş elektrikten tasarruf edicem, ampul yakmayacağım diye 50 kuruş kahve ve onun getirisi kardioloji masrafın var ya senin.. onu ne yapıcaz? ama işte vizyon yok. ahvadından ne gördüyse onu tekrarlıyor mahdumları. saat 8 dedin mi iş başı.. "pardon niye 8 de iş başlatıyoruz" desen cevap yok. "söylesene yavşak, saat 11 de biten galatasaray maçını ağız tadıyla izledik diye niye çekiyoruz bu uykusuzluğu" diye detaya insen, yine karşında duvara konuşuyorsun sanki..
yazık vallahi yazık.. 21. yüzyılın ortasında hala orta çağ, hala çiftçi kafası.. yumurta alıcaz sanki kümesten.. avradını sevdiğimin globalleşmiş dünyası.. ulen hayır her şeyi geçtim, londra borsası 2 saat sonra açılıyor.. libor mibor derken iyi, niye ben o piçlerden 2 saat önce kalkıyorum dersen senden kötüsü yok.
gelin kaldıralım bu gerzek uygulamaları. diyelim ki "bugün 12 de açıyoruz hesapları arkadaş! icabında kepenkleri de akşam 9 da indiririz. 9 saat çalıştık olur" ne farkedecek? ne olacak allasen söyleyin bana ağalar, söyleyin bana beyler? ya yeter yemin ediyorum artık sabah kalkmaktan nevrim döndü..