1. spor salonu eğitmeni:
(gerci biraz pornografik bir iş)
2. defilelerde mankenlerin kiyafetlerini giymesine yardımcı olan terzi yamağı
michael: iş buldun mu peki?
viktor: evet.. bir moda evinde mankenlerin kiyafetlerini giyip çıkarmalarına yardımcı oluyorum.
michael: vay çok iyi iş.
viktor: işte haftalık 50 frank
micheal: çok değilmiş ama her neyse işin olması önemli.
viktor: elimde avcumdaki buydu.. haftada ancak 50 frank verebiliyorum..
"what's new pussycat" filminde woody allen aynen bu dialogu izlettirir insanlara.. ben daha ne diyeyim daha ne söyleyeyim?
3. casillas'ın yedeği olmak
viktor: evet.. bir moda evinde mankenlerin kiyafetlerini giyip çıkarmalarına yardımcı oluyorum.
michael: vay çok iyi iş.
viktor: işte haftalık 50 frank
micheal: çok değilmiş ama her neyse işin olması önemli.
viktor: elimde avcumdaki buydu.. haftada ancak 50 frank verebiliyorum..
"what's new pussycat" filminde woody allen aynen bu dialogu izlettirir insanlara.. ben daha ne diyeyim daha ne söyleyeyim?
3. casillas'ın yedeği olmak
real madrid'in en kıyak adamının, ne yaparsa yapsın yeri dolmayacak adamının da bir yedeğe ihtiyacı oluyor. sonuçta bazen işi çıkabiliyor bu insanın.. ne bileyim bankaya gitmesi gerekiyor, dişçi randevusu oluyor. işte o zamanlar için kendisini yedekleyecek bir insana ihtiyaç var..
casillas'ı kaleden kesme gibi bir derdin olmayacağı için çok net bir şekilde kulubede oturup çayını içip en klas yerden real madrid maçlarını izleyip, üstüne bir de maaş almak.. oh bebek..
4. film test izleyicisi.
5. deniz feneri bekçisi..
bir internet, bir battaniye ve şu sıcak saatlerde sedat'ın bindiği pikapin varsa inanılmaz bir iş.. tüm gün netten film izle, maasini almak, ne bileyim sarap falan almak icin bas git en yakin yerlesim birimine, hop çek maaşı al şarabi dön.. otur yine.. arada bir bak ampul yanıyor mu diye.. bayramlarda falan "valla bizim iş 24 saat hiç ayrilamiyorum başından" diye de salla.. oh ne ala memleket.. bir de üstüne "fener parası" denen bir şeyi tahsil etsin devlet gelip geçen gemilerden..