heraklitos ünlü "her şey akar" lafını söylemeden evvel, bir iki düğüne gitseydi o lafının yanında "düğün pastalarını tenzil ederim ama her şey akar" diyebilirdi.. zira ben 5 yaşında ne tarz bir pasta yediysem, bugun hala aynı iğrenç kremalı, keki için nano teknoloji mühendislerinin uğraş verdiği bir şey yiyorum.. ben küçükken babam "buyur benimkini de sen ye" diyip benim gönlümü kazanıyordu ama şimdi şimdi anliyorum da "ben yemem bunu, vereyim de yesin subyan, hem havam olur" diyormuş.. bravo baba, cakallığından dolayı kutluyorum seni..
ne kadar elit olduğunuzu bilmiyorum ama, illa ki içinizde gündüzleri kahve olan, akşamlari "düğün sarayı"na çevrilen bir yerde düğüne gitmiş, etrafta anlamsızca koşmuş, sonrasinda yere düşünce dayak yemiş, ve o gürültü içinde hapsedildiği masanın üzerinde uyuyan bir insan olacaktır.. onların zaten ağızlarına o pastanın iğrenç tadı, akıllarına pasta dilimini kagitta yemenin izdirabi gelmiştir.. onlara diyecek sözüm yok.. benim sözüm, yemekli düğünlerden başka düğünlere gitmemiş, zengin muhitlerin, air jordan giyip sokağa çıkan insanlarına.. size pastayı tarif edeyim ben:
normal bir pastada kek üzerine krema olur ya, burada kek diye sunulan şey karbon atomları, hiç olmadı un molekülleri.. onu bir güzel seriyorlar tepsinin altına, üstüne de biraz krema döküyorlar.. o biraz krema'nin üzerine yine krema döküp pastayı hazirliyorlar.. sonra da damat, veya sünnet çocuğu pastayi kesmeye meylettiğinde "aa bıçak kesmiyor" diyip para tirtiklamaya calisiyorlar.. ulen nesini kesmeyecek? sırf krema pasta işte.. şöyle sert baksak, musa'nın kizildenizi ayirmasi gibi ayiracagiz pastayi.. yetenekliysek direk dilim dilim "buyrun burdan servis edin" moduna sokacak bakislari bile atabilecekken nesine "kesmiyor bu bıcak pastayı" dersiniz ki? insanda biraz haysiyet olacak.. ama işte biz burada yazıyor ya böyle haysiyet olacak falan diye, o düğün esnasinda şöyle tepki vermekten öteye bir şey sergileyemiyoruz:
"eki eki nasıl olur kesmez, buyur 10 lira belki bu kesmesine yardimci olabilir"
ah be..
(ne o bıçak kesmedi mi bilader? oysa ki sapı aleminyum folyoya sarilik olarak ultra mega bir bıçak olmuştu nasıl kesmez??)
sonra işte o kesim merasimi olunca, aynı şekilde götün götün pasta mutfak'a götürülür.. orada pasta ile birlikte garson çocuklar da bölünerek çoğalır.. düğünün başka hiç bir zamanında, hiç bir anında bir daha olmayacak, uzay zaman düzleminde aniden belirmiş gibi duran (eğreti papyonlu ve gömlekli) garsonlar teyzelerin, eniştelerin arasında pastaları sunarlar.. etrafta koşup pastalardan almaya çalışan cocuklara küfür eder, iki tane pasta isteyenlere "valla sayılı, çok yok" diye palavra atar, "kaç kişisiniz siz, o teyze iki kişi mi tek kişi mi?" diye yer yer tespitler yaparlar ve sonra gürültünün içinde kaybolup giderler..
arkalarından, bitlendiği için saçları kazıtılmış çocukların, kardeşlerine pastayı vermeyip hepsini kendileri yedikleri ve ipne kardeşleri tarafindan ispiyonlandıkları için yedikleri dayakların sesi gelir.. git gide azalarak..